Beylikdüzü’nde 2004 yılında 33 yaşında İstanbul’daki en genç belediye başkanı seçildi. 2009’da siyasi ayak oyunları ile adaylığı son dakikada elinden alındı. İlçedeki siyasi boşlukta, AK Parti için 2014’te önce Beylikdüzü sonra İBB kaybedildi. Kendisi bu süreci, ‘Buna kader çizgisi deyip rıza göstermek zorundayız’ şeklinde yorumladı. AK Parti için, 2009’da ‘O’na oynanan ayak oyunlarının kelebek etkisi, 2023’te neredeyse genel seçimlerin sonucunu değiştiriyordu.

Adaylığının elinden alınması onun için felaket senaryolarının sadece başlangıcı oldu. Devamında, itibarını yerle bir etmeye çalıştılar, hapse attılar, birçok farklı suçlamalarda bulundular. 5 ay içinde suçlamaların hepsinden aklandı. Belediye başkanı olarak hizmet ettiği ilçeye geçtiğimizin yıllardan bugüne kadar bir eğitimci olarak hizmet vermeye devam etti. Şimdi ise tekrar AK Parti’den belediye başkanlığı için aday adayı oldu. Geriye tek bir soru kaldı; ‘2009’da elinden aldıkları adaylığı 15 yıl sonra kendisine verecekler mi?’
Yerel seçimler kapıda. Birçok aday adayı partilerinden ilçesindeki siyasi makamlar için aday adaylığı başvurusunda bulundu. Beylikdüzü’nde AK Parti kanadından ise ilçenin eski belediye başkanı Vehbi Orakçı aday adayı oldu.

Ailesi ile birlikte aday adaylık başvurusu yapan Vehbi Orakçı’ya daha sonrasında birkaç soru yönelttik. Özellikle 2009’da adaylığı elinden alınmasaydı bugün ilçedeki siyaset dengelerinin nasıl olacağı ile ilgili yorumları dikkat çeken Orakçı’ya, neden aday olduğunu, 2009 yıllarını ve eğer aday olursa projelerinin neler olacağını sorduk.

T.Ö: İlçenin gelişim açısından en önemli zamanlarında belediye başkanlığı yaptınız, başkanlık serüveninizin yarım kaldığını mı düşünüyorsunuz? Tekrar başkanlık koltuğuna sizi iten duygu nedir?

Vehbi Orakçı: Evet sizin de ifade ettiğiniz gibi, farklı kimlik, kariyer ve dünya görüşünden binlerce insanın ağzından duyduklarımın ortak paydası hizmet serüvenimizin ve hikayemizin yarım kaldığı tespitidir. 33 yaşında Türkiye’nin o dönem seçilen en genç belediye başkanı olmamız hasebiyle gençliğimizin, dinamizmimizin, insan sevgimizin ve hizmet aşkımızın bir yansıması olarak muazzam işler yaptık. Ürettiğimiz ve gerçekleştirdiğimiz 136 eserle Beylikdüzü’nün her kesimine dokunduk ve onlara hizmetlerimizle ulaştık.

T.Ö: 2009’da neler yaşandı?

Vehbi Orakçı: Beklenmedik şekilde adaylığımızın engellenmesi ve ardından uğradığımız ağır iftiralar ve zulümden sonra hem kendi iç dünyamda hem sosyal çevremde hem de Beylikdüzü’nün vicdanı diye tanımlayacağımız toplumsal kesimlerin tümünde bu mağduriyete dair bir vicdan sızısı ve bu haksızlığı telafi etme arzusu hep güçlü kaldı. Bu duyguyla ve yarım kalan projelerimizi tamamlama arzusuyla yeniden hizmete talip olduk. Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin ifadesi ile “Bakalım Mevla’m neyler neylerse güzel eyler” dedik ve mücadelemizi centilmence ve vizyonumuzu anlatan bir söylem dili ile başlattık.

T.Ö: 2009’a dönersek, orada aday siz olsaydınız bugün Beylikdüzü’nde ne farklı olurdu ve Türkiye siyasetinde bugün Beylikdüzü’nden çıkan isimler yine de çıkar mıydı?

Vehbi Orakçı: Beylikdüzü biz göreve seçildiğimizde bir beldeydi ve konut fiyatlarının da 5-10 bin dolar seviyesinde olduğu sıradan bir beldeydi. Çünkü ulaşım, altyapı, eğitim, kültür ve sanat, sağlık, spor, sosyal hizmetler bağlamında çok eksik ve nakıs bir şehirdi.

Bizim hızla başlayıp hayatın her alanına dair projeler gerçekleştirmemizden sonra ilçe olmasını da sağladık ve bir anda düzenli kentleşme ile sosyal donatı zenginliği ile Yaşam Vadisi Projesi başta olmak üzere nitelikli projelerle öne çıkmaya, İstanbul’da hatta Türkiye’de çekim merkezi olmaya başladı. İşte bu parlayan şehirde başarıyla hizmet eden bize ve ekibimize yapılan haksız muamele hatta itibar suikastlığı toplumun farklı kesimlerinde derin izler bıraktı. Ardından yapılan seçimde önce Beylikdüzü ardından Büyükşehir kaybedilince ve muhalefet cenahından kazanan aktör de Beylikdüzü’nden çıkan bir siyasetçi yani sayın İmamoğlu olunca doğal olarak bu durum siyasete ilgi duyan herkesin dikkatini çekti.
2009’da kazanması kesin gözüyle bakılan Orakçı’nın adaylığı elinden alınmasından sonra, 2014’te Ekrem İmamoğlu ile AK Parti’nin elinden alınan tek ilçe Beylikdüzü oldu. 2019 yılında ise CHP’li İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanarak bir mucizeyi gerçekleştirdi. İşte 2009’da Orakçı’ya, kendi tabiriyle bir lobinin oynadığı ayak oyunlarından sonra Türkiye siyasetinde dengeler değişti. Orakçı, AK Parti’den tekrar aday olurken, kalbindeki kırgınlığın partiye değil o lobiye olduğunu da göstermiş oldu.

Vehbi Orakçı açıklamalarına şu şekilde devam etti;
‘Binlerce insanın ağzından Beylikdüzü’nde başarıyla devam eden ve ‘Vehbi Orakçı ve ekibine haksızlık yapılmasaydı süreç bu yönde gelişmezdi’ tespitini duydum. Siz de bunu bir basın mensubu olarak mutlaka duymuşsunuzdur ve gözlemlemişsinizdir.
Sonuçta siyaset kurumu ya da hayatın farklı alanlarında gelişmeler bir örgü olarak birbiriyle bağlantılıdır, birbirini destekler ya da birbirine zıt sonuçlar doğmasına vesile olur. Buna ‘Kader Çizgisi’ deyip rıza göstermek durumundayız. Tabi bu sürece ve karara etkisi olan tüm aktörler de kendi perspektifinden bu kararın doğurduğu sonuçları gözlemliyordur. Çünkü vicdan yanılmaz bir hakem ve doğru bir kılavuzdur. Yeter ki biz vicdanımıza kulak verip onun sesini dinleyelim.
nT.Ö: Peki Sayın Orakçı, 15 yıl önceki Beylikdüzü ile 2024 yılındaki Beylikdüzü arasında nasıl farklılıklar görüyorsunuz? Nüfus, ideoloji, sosyal hayat gibi. Bir de 2009’da ibre sizden yanaydı şimdi AK Parti açısından kazanması çok güç bir ilçe oldu Beylikdüzü.
Vehbi Orakçı: Beylikdüzü, İstanbul’da ve Türkiye’de gerçekten farklı ve nitelikli bir yerleşim birimi diyebilirim. Özellikle üniversite mezunu ortalamasının %40 bandına yakın olması, ne çok zengin ne de çok yoksul, orta halli veya orta üstü gelir düzeyi ile Türkiye ortalamasının üzerinde nitelikli bir profil sunmakta. O günden bugüne çok olağanüstü bir fark görmüyorum ancak marka şehir olma süreci ve İBB başkanının buradan çıkması bölgeye olan ilgiyi arttırdı ve projektörlerin Beylikdüzü’ne dönüş yapmasını sağladı.
Bu durum da kentin sosyal ve kültürel yaşantısına biraz daha zenginlik ve derinlik kattı. Yani son 15 yılda bu bağlamda pozitif bir gelişme yaşandı diyebilirim. Tabii trafik başta olmak üzere eğitim ya da farklı alanlardaki hizmetlerde de artan nüfusa oranla yeterince hizmet üretilmediği kanaati ile sıkıntılar da söz konusu.
nT.Ö: Beylikdüzü halkına vaat edebileceğiniz projeleriniz var mı? Çılgın projeniz ne?
Vehbi Orakçı: Tabii ki yarım kalan Eğitim vadisi projemiz gibi birçok projemiz hayalimiz ve Beylikdüzü kent kimliğini İstanbul ve Türkiye’nin de ötesinde Avrupa ve dünya ölçeğinde değerli kılacak sosyal içerikli kadın ve gençlik odaklı projelerimiz var.

Orakçı: ‘Saygıyı öne çıkaran bir bakış açısıyla kentin tüm katmanlarını önemseyen, kendisini özel hissettiren şeffaf, iletişime ve denetime açık barışçıl verdi demokratik bir yönetim anlayışı sergiledik. Bu yönetim anlayışı akabinde kente huzur ve güven tesis edildiğinden dolayı fiziksel imalatlar ve işler daha kolayca yapılabilir hale geliyor. Bizden sonra bu yönetim anlayışını Sayın Uzun, Sayın İmamoğlu ve Sayın Çalık döneminde de sürdürülebilir hale gelmesi, Beylikdüzü’nü bu bağlamda İstanbul’un, hatta Türkiye’nin diğer ilçelerinden ayrıştıran ve öne çıkaran bir fotoğraftır. Bunu çok değerli buluyorum ülkemizin buna ihtiyacı olduğuna tüm kalbimle inanıyorum’

Orakçı: ‘Benim Beylikdüzü’nde mazim Bir ay sonra 40 yılı
bulacak. Bu kırk yıl boyunca da öğrenci işçi, mühendis, öğretmen, iş insanı, siyasetçi, sivil toplum kurulu mensubu, belediye başkanı, vakıf ve eğitim kurumları kurucusu olarak görevim ve titrim ne olursa olsun önceliğim bu güzelim şehir için hizmet üretmek oldu. Bu heyecanla bu aşkla her anımı dolu dolu yaşadım’

#Beylikdüzü Haberleri #Belediye #Haber #Gündem #Yaşam #Yerel #İstanbul #Haberler #Sondakika #Gazete